2 Aralık 2015 Çarşamba

Geçmeyen Baş Ağrısı

 
     Osman Efendi bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır. İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Çağrılan doktor muayene eder, ağrı kesiciler verir. Lakin Osman Efendinin baş  ağrısı artarak devam eder. Hatta gözleri de yaşarmaya başlar. Başka doktorlar çağrılır...Osman Efendi ağrıyı kesene servet vaat eder.
    Osman Efendi İstanbul'a getirilir, Fakat yine sonuç alınamayınca da apar topar yurt dışına götürülür. O devirde İsviçre moda; Zurih'e gidilir. Haftalarca hastanede kalınır, onlarca profesör konsültasyon yapar, filmler, tahliller, testler tekrarlanır. Yine teşhis konulamaz. Adamın ülkesine götürülüp, son günlerini evinde geçirmesi tavsiye edilir.
     Osman Efendi bitkin, aile perişandır. Memleketine getirilir. Osman Efendi yayla evinde bir odaya yatırılır ve ağrı kesici iğnelerle ölümü beklemeye başlar. Birgün, hastanın keyfi gelsin diye, Osman Efendinin eski berberi Mehmet Efendi çağrılır. Berber Mehmet bir an; ''Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın?'' diyerek burnuna bakar. Sonra, ''Hah işte der. Kıl dönmüş.'' Osman Efendinin şaşkın bakışlarına aldırmaksızın cımbızla kılı çeker. Ev halkı Osman Efendinin çığlığıyla odaya koşarlar. Berber Mehmet, Osman Efendinin elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu 20 santimlik kılla kapı dışarı edilir.
      Osman Efendinin kanayan burnuna pansumanlar yapılır ve yatağa yatırılır. Ertesi sabah Osman Efendi aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması artık geçmiştir. Baş ağrısından ise hiçbir eser kalmamıştır. Sapasağlam ayağa kalkan Osman Efendi, Berber Mehmet Efendiyi çağırtıp, ona bir servet bağışlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder